Haber

Orhan Kemal’in ‘ışık’ı Işık Öğütçü: Demokratik Türkiye özgür sanatla kurulur

Murat Yıldız

Yıl 1966. Türk öykü ve roman yazarı Orhan Kemal, Sultanahmet Cezaevi’nden eşi Nuriye’ye bir mektup yazdı. Mektubun sonunda hakikati gönderdikten sonra “arkadaşlara selamlar”, “Işığım üzülmesin. Çıkınca bisikletini alırım” der. Daha önce “Üç Tekerlekli Bisiklet” filmine konu olan hikayesini adeta yaşayan Orhan Kemal, Sultanahmet Hapishanesi’ndeki kısa günlerinin ardından oğlu Işık Öğütçü’ye istediği bisikleti alır. Ancak ailenin en küçük çocuğu olan Işık, henüz 13 yaşındayken babasını kaybetmiştir. Yıl 1970.

İTÜ’de Kimya Mühendisliği okuyan Öğütçü, 2000 yılında mühendisliğe ve çalışmaya veda ederek babasının adını taşıyan Orhan Kemal Müzesi’ni kurdu. O zamandan beri Orhan Kemal ve dedesi Abdülkadir Kemalî hakkında 13 kitap yayınlayan Öğütçü, “unutma”Kendi adıyla bir şiir kitabı da yayımlıyor.
Öğütçü siyasetten uzak değil. İstanbul’da CHP il yönetiminde kültür sanat alanında çalışıyor. Faaliyetlerine Beyoğlu Kaymakamlığı bünyesinde aktif olarak devam etmektedir.

Hafif Öğütücü

Türk edebiyatına birçok eser bırakan Orhan Kemal’in (gerçek adı Mehmet Raşit Öğütçü) oğlu Işık Öğütçü, yapılacak 28. milletvekili seçimlerinde CHP İstanbul 2. Bölge 12. olağan milletvekili adayı olarak TBMM’ye gidecek. 14 Mayıs’ta için çabalar.

Wall gazetesine konuşan Öğütçü, adaylık sürecini ve yapmak istediklerini anlattı. Öğütçü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne milletvekili olarak gitmesi halinde özellikle Türkiye’de sanatın özgürce gelişmesi adına üzerine düşeni yapacağını belirterek, “Öncelikle belirtmek gerekir ki 21 yıldır , mevcut hükümet, büyük maliyetlerle sürdürülen toplumsal emeğin birikiminin bir modülü olan sanata düşman bir durum geliştirdi. İnsanlık adına anıtlara ‘ucube’ diyen, tiyatro oyunlarını yasaklayan, kitapları sansürleyen, bu ülkenin gururlu sanatçılarını başta Devlet Tiyatroları olmak üzere tüm sanat kurumlarından silen bir iktidarla karşı karşıyayız. Sansür ve otosansür kendini her alanda hissettiriyor. Bu nedenle iktidar değişikliğini şart koşan bir ortamdayız” dedi.

2. ADRES CEZAEVLERİ

Türkiye’nin demokratikleşmedeki tüm kazanımlardan uzaklaştığı bir noktada olduğunun altını çizen Öğütçü, “Bunu anlamak için özgür düşünen sanatçıların ikinci adresi olan sanata ve cezaevlerine bakmak yeterlidir. Şunu iyi bilmeliyiz ki, demokratik toplum öncelikle sanatçının sanatını özgürce icra ettiği bir ortamda kurulur. Demokratik bir Türkiye’ye ulaşacaksak bu ülke özgür sanatla kurulacaktır” dedi.

İNSANLIK YANLIŞTAN GERİ DÖNMEZ

Öğütçü, babası Orhan Kemal’in yazılarının insanlığın özgürlük mücadelesinin devamlılığı ve yol göstericisi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Evet, çok karanlık ve sıkıntılı bir 20 küsur yılı geride bıraktık. Babam ve Nazım Hikmet Bursa Hapishanesinde iken dünya savaşı insanlığı kasıp kavurmakta ve Alman faşizmi dünyayı tehdit etmektedir. Bu şartlar altında Nazım Hikmet babama ‘Almanlar yenilecek ve yenilmelidir’ demişti. Çünkü insanlık geriye gitmiyor’ diyor. Devir, Nazım’ın kehanetini gerçeğe dönüştürür. Bu bakış açısı insanlığın her dönemi için geçerlidir. İnsanlığın özgürlük mücadelesine sabır ve inatla katkıda bulunmak gerekir. Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Yılmaz Güney ve niceleri bize böyle gösteriyor.”

VAN ÜNİVERSİTESİ’NDE…

Öğütçü, özellikle Orhan Kemal Müzesi’ni kurduğu günden bu yana Türkiye’nin her yerinde Orhan Kemal ile ilgili faaliyetlerin içinde olduğunu belirterek, “Ülkemizin her tarafı gerçekten umuda ve özgürlüğe hasret. Bazılarının söylediğinin aksine, bu toplumun nurlu damarının güçlü olduğuna inanıyorum. Orhan Kemal, ‘2000 yılına şiirler’ adlı eserinde Van’da kurulacak üniversiteden bahsediyor. Nitekim 2000’li yıllarda Van Üniversitesi’ne bunu anlatmak için gittiğimizde, bizi Van Gölü çevresinde gezdiren gemi görevlisinin Orhan Kemal’den büyük bir sevgiyle bahsettiğini gördük. “Bu benim büyük umutlarımdan biri” dedi.

YASAKLARLA MÜCADELE EDECEĞİZ

Öğütçü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili olarak görev alması halinde özellikle tutuklu gazetecilerin ve baskı altındaki sanatçıların haklarının korunması için çaba sarf edeceğini belirterek, “Tabii ki artık bu işi bitirmek için sahadayız. 14 Mayıs’ta karanlık dönem. Güçlü bir toplumsal güçlendirme görüyoruz. Ama şunu da görmemiz gerekiyor. Zarar çok büyük. İktidar değişse bile dünyaya yabancı yetiştirilmiş bir nesli ve kutuplaşmış bir toplumu görmezden gelemeyiz. Çevremize bu tür vahşet tohumları ekenler yarın peşini bırakmayacak. Bu nedenle yarattıkları tahribatı ortadan kaldırmak ve dokudukları yasakçı zihniyeti ortadan kaldırmak için elimizden geleni yapacağız.”

İSTANBUL HALKINA GÜVENİYORUZ

Adaylığının açıklandığı günden bu yana Türkiye’nin dört bir yanından destek açıklamaları aldığını belirten Öğütçü, “Bizi fuarlar, festivaller, paneller ve yaptığımız literatür araştırmalarıyla tanıyan sayısız okur ve vatandaş bize destek mesajları gönderdi. Bu nedenle aslında Türkiye’nin her yerinde seçmenim var. Bu yönüyle de partimize önemli bir katkı sağlayacağımızı düşünüyorum. Ama en önemlisi İstanbullulara güveniyoruz. Her ilçeden esnafımıza, öğrencilerimize, gazetecilerimize ve çalışanlarımıza güveniyoruz. İstanbul, 2019’da gündeme gelen bu itirazın baharını tüm ülkeye yayacak.”

haber-fethiye.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort